Dışarıda hoş bir kar yağıyor. Çocuk pencereden kartopu oynayanlara bakıyor. Annesine sesleniyor: "Anneciğim ben de dışarı çıkıp kartopu oynayabilir miyim?"
Bu ülke toprağı olup kimsenin hatırlamadığı doğudaki uzak köyde kar yolları kapamış. Dört adam bellerine kadar kara saplanmış, hastayı acilen ilçedeki hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlar.
Dondurucu soğuğun ortasında bir trafik polisi trafik akışını sağlamaya çalışıyor. Kar şiddetini giderek arttırıyor. "Bir bardak sıcak çay olsada biraz içim ısınsa" diyor polis.
Uludağ'da bir otel. Herkes mutlu, bu yıl iyi kar yağmış. Kayak yapmak için pist uygun. Dışarıda kayak yapan insanlar var. Etraf çok kalabalık.
Ankara-İstanbul yolu Cankurtaran mevki. Karayolları ekipleri yoğun tipi altında yolu açık tutmaya çalışıyorlar. Kar o kadar yoğun ki açılan yol kısa sürede tekrar kar ile kaplanıyor. Dozer şoförü çocuklarını düşünüyor: "Saat gece yarısını geçti, uyumuşlardır herhalde."
Servis aracında şirket personeli sıkışık trafikte ilerlemeye çalışan araçları seyrediyor. Yerler karla kaplı ve artık donmaya başlamış. "Dilerim geçen yılki gibi eve varmamız 7 saati bulmaz, İstanbul'un bu halini hiç sevmiyorum" diyor biri.
Şehrin tepelerinde bir gecekondu mahallesi. Yine kar yağdı, yakacak yok. Tek göz, yıkılacak gibi duran evde anne çocuklarına sarılmış, yorganın altında onları ısıtmaya çalışıyor. "Şu karı, soğuğu hiç sevmiyorum" diyor.
Sınırda nöbetçi kulübesindeki asker kışlık giysilerine karşın yine de üşüyor. Silahının metali de buz gibi. Donduruyor. Evini, ailesini düşünüyor. "Kar yağınca sobada kestane pişirirdik" diye içinden geçiriyor.
Öğrenci sıkıntı içerisinde ertesi günkü sınava çalışıyor. "Daha çalışacak çok konu var, sınav keşke birkaç gün sonra olsa." O sırada gözü televizyona takılıyor. Alt yazı geçiyor: "Yoğun kar yağışı nedeniyle yüksek öğrenim kurumlarında yarınki dersler ve sınavlar ileri bir tarihe ertelendi." Çığlığı basıyor: "Yaşasın!"
Genç adam ve genç kadın şöminenin başında. Ellerinde birer kadeh sıcak şarap var. Dışarıda lapa lapa kar. Çok hoş ve romantik görüntü.
Havaalanında stres içinde biri. Gözü uçuşları gösteren elektrikli panoda. Yarın çok önemli bir iş görüşmesi için Amsterdam'da olması gerek. Panoda bir yazı: "Yoğun kar yağışı nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar tüm uçak seferleri iptal edilmiştir." "Kahretsin, yine buralarda sefil olduk."
Dışarıda kar yağmaya devam ediyor. Radyodan eski bir şarkının nağmeleri odaya yayılıyor. "Her yerde kar var, kalbim senin bu gece..."
Bu ülke toprağı olup kimsenin hatırlamadığı doğudaki uzak köyde kar yolları kapamış. Dört adam bellerine kadar kara saplanmış, hastayı acilen ilçedeki hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlar.
Dondurucu soğuğun ortasında bir trafik polisi trafik akışını sağlamaya çalışıyor. Kar şiddetini giderek arttırıyor. "Bir bardak sıcak çay olsada biraz içim ısınsa" diyor polis.
Uludağ'da bir otel. Herkes mutlu, bu yıl iyi kar yağmış. Kayak yapmak için pist uygun. Dışarıda kayak yapan insanlar var. Etraf çok kalabalık.
Ankara-İstanbul yolu Cankurtaran mevki. Karayolları ekipleri yoğun tipi altında yolu açık tutmaya çalışıyorlar. Kar o kadar yoğun ki açılan yol kısa sürede tekrar kar ile kaplanıyor. Dozer şoförü çocuklarını düşünüyor: "Saat gece yarısını geçti, uyumuşlardır herhalde."
Servis aracında şirket personeli sıkışık trafikte ilerlemeye çalışan araçları seyrediyor. Yerler karla kaplı ve artık donmaya başlamış. "Dilerim geçen yılki gibi eve varmamız 7 saati bulmaz, İstanbul'un bu halini hiç sevmiyorum" diyor biri.
Şehrin tepelerinde bir gecekondu mahallesi. Yine kar yağdı, yakacak yok. Tek göz, yıkılacak gibi duran evde anne çocuklarına sarılmış, yorganın altında onları ısıtmaya çalışıyor. "Şu karı, soğuğu hiç sevmiyorum" diyor.
Sınırda nöbetçi kulübesindeki asker kışlık giysilerine karşın yine de üşüyor. Silahının metali de buz gibi. Donduruyor. Evini, ailesini düşünüyor. "Kar yağınca sobada kestane pişirirdik" diye içinden geçiriyor.
Öğrenci sıkıntı içerisinde ertesi günkü sınava çalışıyor. "Daha çalışacak çok konu var, sınav keşke birkaç gün sonra olsa." O sırada gözü televizyona takılıyor. Alt yazı geçiyor: "Yoğun kar yağışı nedeniyle yüksek öğrenim kurumlarında yarınki dersler ve sınavlar ileri bir tarihe ertelendi." Çığlığı basıyor: "Yaşasın!"
Genç adam ve genç kadın şöminenin başında. Ellerinde birer kadeh sıcak şarap var. Dışarıda lapa lapa kar. Çok hoş ve romantik görüntü.
Havaalanında stres içinde biri. Gözü uçuşları gösteren elektrikli panoda. Yarın çok önemli bir iş görüşmesi için Amsterdam'da olması gerek. Panoda bir yazı: "Yoğun kar yağışı nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar tüm uçak seferleri iptal edilmiştir." "Kahretsin, yine buralarda sefil olduk."
Dışarıda kar yağmaya devam ediyor. Radyodan eski bir şarkının nağmeleri odaya yayılıyor. "Her yerde kar var, kalbim senin bu gece..."