Oğlum, "ben malvarlığımı açıklamak istiyorum" dedi. Ben de açıkla dedim. Açıkladı: "Büyük, legolar, küçük legolar, Sünger Bob, Patrick ve Garfield, bir sürü cd, dergi, boyama kitabı, yapbozlar, oyuncak arabalar, vs."
"Boşver bu maddi şeyleri, onlardan daha önemli varlıklar vardır. Onurun, dürüstlüğün ve doğru sözlülüğün gibi." diye ekledim. "Eğer bu maddi varlıkları çalışarak, alınteri dökerek elde ettiysen onurlu ve dürüstsündür, maddi varlıklarını şeffaf bir şekilde açıklayabiliyorsan doğru sözlüsündür."
Son günlerde herkes mal beyanı konusunu konuşuyor. Kim açıkladı, kim açıklamadı, kim açıklayacak? Başka gelişmiş bir ülkede gündeme bile gelmeyecek bu konu ne yazik ki ülkemizde gündemi oluşturabiliyor. Oysa belli devlet görevine gelen herkesin tartışmaya gerek kalmaksızın mal varlığını açıklaması çok mu zor? Bu gelişmişliğin ve dürüst yönetimin bir göstergesidir. Varlıklarının hesabını verebilen herkesin mal varlığını rahatça açıklamasından daha doğal ne olabilir ki. Yok hesabını veremiyorsanız tabii ki o zaman açıklamaktan kaçınırsınız.
Ülkemizde toplumsal yapı son yirmi, yirmi beş yılda çok değişti. Saygınlık, bilgi, dürüstlük, çalışkanlık, doğruluk ile elde edilirken, karşımıza birdenbire muteber kişi diye çıkarılan kişilerde bu özelliklerin hiçbirini göremez olduk. Kaynağı belirsiz para sahipleri, kirli ilişkileri olan siyaset adamları, gazeteciler, bürokratlar ile kaplandı her yer. Aynı şekilde sanatta, sporda, toplumun birçok alanında bu tür kişilerle sık şekilde karşılaşmaya başladık. Gençler ne marka kot pantolon giydiklerine göre birbirlerini değerlendirirken, babaları arabalarına göre, anneleri de nerede tatil yaptıklarına göre ayrıştı. Herkes kolay para derdine düştü. Kimi çocuğumu manken yapayım, oyuncu yapayım derken, kimi futbol okullarına koştu. İyi yetişmiş bir mühendis ancak karnını doyurabilirken televizyona program yapıp her gün göbek atan bir kızımız program başına bu mühendisin bir yıllık maaşından fazlasını kazandı. Reality show adında pazarlanan bir takım yarışmalar da bu şöhret, kolay para peşindeki vatandaşlarımız için vesile oldu. Sonuca bakınca ise hepsinin medya maymununa çevrildikten sonra çöpe atıldıklarını, bir çoğunun hayatının mahvolduğunu gördük.
Son on beş yılda geçirdiğimiz üç büyük ekonomik kriz ise gelir dağılımını bozarken sosyal dokudaki yozlaşma ile birlikte toplumdaki tahribat çok büyük oldu. Bunun sonucunda insanlar çıkış yolu ararken bir takım dürüst olduğunu iddia eden muhafazakar partileri iktidara getirdi. Ancak gördük ki onlar da diğer politikalarını bir tarafa bırakın, daha mal varlıklarını bile açıklayamadılar.
Başarılı, çalışkan, dürüst, işini iyi yapan, doğru sözlü insanların muteber olduğu, iyi yönetilen, şeffaf bir ülkede yaşamak hepimizin hakkı. Bunu gerçekleştirmek de bizlerin elinde. Unutmayın ki küçücük bir kelebeğin kanat çırpışının yarattığı etki, kilometrelerce ötedeki ekosistemi etkileyebilir. Bizler de birey olarak önce kendi çevremizde belli değerlerin yerleşmesi için çaba gösterir, tepkimizi gösterirsek tüm toplumda bir ivme yaratarak bu değerleri yeniden yerleştirebiliriz.
"Boşver bu maddi şeyleri, onlardan daha önemli varlıklar vardır. Onurun, dürüstlüğün ve doğru sözlülüğün gibi." diye ekledim. "Eğer bu maddi varlıkları çalışarak, alınteri dökerek elde ettiysen onurlu ve dürüstsündür, maddi varlıklarını şeffaf bir şekilde açıklayabiliyorsan doğru sözlüsündür."
Son günlerde herkes mal beyanı konusunu konuşuyor. Kim açıkladı, kim açıklamadı, kim açıklayacak? Başka gelişmiş bir ülkede gündeme bile gelmeyecek bu konu ne yazik ki ülkemizde gündemi oluşturabiliyor. Oysa belli devlet görevine gelen herkesin tartışmaya gerek kalmaksızın mal varlığını açıklaması çok mu zor? Bu gelişmişliğin ve dürüst yönetimin bir göstergesidir. Varlıklarının hesabını verebilen herkesin mal varlığını rahatça açıklamasından daha doğal ne olabilir ki. Yok hesabını veremiyorsanız tabii ki o zaman açıklamaktan kaçınırsınız.
Ülkemizde toplumsal yapı son yirmi, yirmi beş yılda çok değişti. Saygınlık, bilgi, dürüstlük, çalışkanlık, doğruluk ile elde edilirken, karşımıza birdenbire muteber kişi diye çıkarılan kişilerde bu özelliklerin hiçbirini göremez olduk. Kaynağı belirsiz para sahipleri, kirli ilişkileri olan siyaset adamları, gazeteciler, bürokratlar ile kaplandı her yer. Aynı şekilde sanatta, sporda, toplumun birçok alanında bu tür kişilerle sık şekilde karşılaşmaya başladık. Gençler ne marka kot pantolon giydiklerine göre birbirlerini değerlendirirken, babaları arabalarına göre, anneleri de nerede tatil yaptıklarına göre ayrıştı. Herkes kolay para derdine düştü. Kimi çocuğumu manken yapayım, oyuncu yapayım derken, kimi futbol okullarına koştu. İyi yetişmiş bir mühendis ancak karnını doyurabilirken televizyona program yapıp her gün göbek atan bir kızımız program başına bu mühendisin bir yıllık maaşından fazlasını kazandı. Reality show adında pazarlanan bir takım yarışmalar da bu şöhret, kolay para peşindeki vatandaşlarımız için vesile oldu. Sonuca bakınca ise hepsinin medya maymununa çevrildikten sonra çöpe atıldıklarını, bir çoğunun hayatının mahvolduğunu gördük.
Son on beş yılda geçirdiğimiz üç büyük ekonomik kriz ise gelir dağılımını bozarken sosyal dokudaki yozlaşma ile birlikte toplumdaki tahribat çok büyük oldu. Bunun sonucunda insanlar çıkış yolu ararken bir takım dürüst olduğunu iddia eden muhafazakar partileri iktidara getirdi. Ancak gördük ki onlar da diğer politikalarını bir tarafa bırakın, daha mal varlıklarını bile açıklayamadılar.
Başarılı, çalışkan, dürüst, işini iyi yapan, doğru sözlü insanların muteber olduğu, iyi yönetilen, şeffaf bir ülkede yaşamak hepimizin hakkı. Bunu gerçekleştirmek de bizlerin elinde. Unutmayın ki küçücük bir kelebeğin kanat çırpışının yarattığı etki, kilometrelerce ötedeki ekosistemi etkileyebilir. Bizler de birey olarak önce kendi çevremizde belli değerlerin yerleşmesi için çaba gösterir, tepkimizi gösterirsek tüm toplumda bir ivme yaratarak bu değerleri yeniden yerleştirebiliriz.